3 Ağustos 2011 Çarşamba

Grub Dergah


Gurup Dergah İlahi Filistin Kan Ağlıyor önden gidenler proğramında
söyledikleri ilahilerle herkesin gönlüne taht kurdular izle

Kürtçe İlahi



kürtçe türkçe dimlemek istediğiniz ilahiler ve seçilmiş
en güzel ilahiler ve ağlatan ilahiler izle

Fettullah Hocadan Oruç Ve Namaz





Fethullah hocadan her müslüman insanı ilgilendiren namazın
 nasıl kılınacağı ve nasıl orç tutulacağı ile ilgili bilgiler izle

Sebebsiz Yere Oruç Bozulursa Cezası Nedir


Sebepsiz oruç bozmak ve cezası   hocamızın  anlamıtıyla çok
daha iyi öğrenmek için ramazan ayının güzelliklerini dinleyelim izle

Oruç Duası








oruç duasını minik dualar grubundan dinleyelim minikler okadar
güzel söylüyorlar ki izle  

ÖĞRETMENLERE MÜJDE



yeni öğretmen adaylarına müjde milli eğitim açıklama yaptı
11 bin öğretmen alınacak izle

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Kadıköyde Öfkeseli İzle


KADIKÖY'DE ÖFKE SELİ   mac esnasında sahaya inen
taraftarlar yüzünden maç yarıda kaldı izle

Aziz Yıldırıma Kötü Haber İzle




Tutukluluğa İtiraza Ret edilen aziz yıldırımın ceza evinde uzun zaman
kalıcağa benziyor ve ne zaman salı verileceği belli deyil izle  

22 Temmuz 2011 Cuma

Kobe Beşiktaşta





"Kobe de Gelmek İstiyor beşiktaşa şartlar uyarsa neden olmasın
transfer icin herşey yapılacak izle

Hava Durumu İzle





Hava Durumuna göre   bügünlerin  dahada sıcak geçeceği uzmanlar
tarafından uyarılıyor sıcakta dışarı çıkılmasın izle

21 Temmuz 2011 Perşembe

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Mustafa Ceceli Dinle


Mustafa Ceceli  eksk klibi ile gençlerden tam oy almış
çok güzel bir şarkı yapmış izle

Şıkır Şıkır Dinle


Gülben Ergen ile Mustafa Sandal şıkır şıkır parçasına cektikleri klip
çok güzel olmuş her kesimden beğeni almış izle

Sıcaklar Artıyor İzle



çöl sıcakları geliyor dikkat sıcaklarda ne yapılır,saat kaçta dışarı
çıkılır sıcaktan korunmak için ne yapılır izle

Yok Böyle Gol İzle


Artık ne yapacaklarını  şaşıran futbolcular nasıl penaltı atacaklarınıda
şaşırdılar geri geri gelerek penaltı kullandı izle

Kemale Amed Dinle



kemale amed bütün yeni ve eski parcalarını sizler,
için söylüyor ve en güzel şarkısının klibini izle

19 Temmuz 2011 Salı

Bebeklerin Dansını İzle




bebekleri hic bukadar güzel dans ederken ve şarkı söylerken
görddünüzmü izle
  

Süper Kupa İptal Edildi İzle

"SÜPER KUPA FİNALİ ERTELENDİ"

Mehmet Ali Aydınlar, "Bugün yapılan yönetim kurulu toplantısında şike soruşturmasıyla ilgili alığımız kararları nelerdir. 31 Temmuz tarihinde Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanacak maç ertelenmiştir. Savcılıktan belgelerin yarın gelecek federasyonumuza gelmeye başlayacaktır. Bu nedenle liglerin ertelenip ertelenmeyeceği konusuna en kısa sürede belgeleri gördükten sonra karar vereceğiz. Dün bildiğiniz gibi UEFA'da görüşme yapılmıştı. UEFA'nın da bu konudaki desteği ve güvencesi bizimle birlikte. Bugün aldığımız kararlar bu kadar. Kupa maçı ileri bir tarihe ertelendi, tarihi belli değil" diye konuştu.

Teleferikte Şov izle




teleferik üzerinde çılgınlar gibi şov yaparak herkese
korkulu anlar yaşattı,böyle şov olunmayacağını gösterdi izle

Teleferik üzerinde bisiklet şovu EurosportTurkiye

Çöl Sıcağı Geliyor İzle



bu sene sıcakların her sensye göre daha sıcak geçeçeği ,
uyarısı yapılıyor sıcak havalara ne yapılır dikkat izle

Çöl Sıcağı Uyarısı Skyturk

Federasyon Karar Verdi İzle



federesyon bugünkü toplantıda süper ligle ilgili karaını veriyor
maçların nezaman oynanacağına karar veriliyor izle

"Belgeleri bekliyoruz" EurosportTurkiye

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Metro Cazcıları Şanpiyon Oldu İzle



muhteşem yeteneklerini her yerde sergileyen genç cazcılar
dünya şanpiyonluğunu kazandılar ve muhteşem şov yaptılar izle

METROBÜSTE CAZ PERFORMANSI AnadoluAjansi

Transferlerde Son Durum İzle



hangi takım hangi futbolcuyu aldı kim kimi transfer edecek
takımlar bu sezona nasıl hazırlanıyor lig nezaman başlıyacak izle

TRANSFERLER "ŞİKE"NİN GÖLGESİNDE Mİ KALDI? MarketingTurkiyeTV

Güsül Abdesti Nezaman Alınır İzle



güsül abdesti alırken nelere dikkat edilir nezaman
banyo edilir ve nelere dikkat edilir öğrenmek icin hocamızı izle

Gusül Abdesti Sabaha Ertelenebilir mi? alirizademircan

Lig Ne Zaman Başlar İzle

 UEFA TOPLANTISIN'DAN DETAYLAR

TFF heyetinin, toplantıda UEFA'nın neznindeki 19 komisyondan biri olan Kulüplerarası Müsabakalar Komisyonu ile görüştüğü öğrenildi.

Bu görüşmede şike soruşturmasıyla ilgili fikir alışverişinde bulunulduğu bildirildi.

Öte yandan UEFA'nın, kesinlikle bir karar almayacağı gelen bilgiler arasında. UEFA, son kararı TFF'nin vermesini isteyecek.

YARINKİ TOPLANTIDA NELER OLACAK?

Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu yarın öğleden sonra toplanacak. UEFA yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonrası yarınki toplantıda şu maddelerin görüşülmesi bekleniyor:

- Spor Toto Süper Lig ne zaman başlayacağını söylüyecek
- Spor Toto Süper Lig fikstürünün çekileceği
- Süper Kupa Finali'nin ne zaman oynanacağı
- dışarda mücadele edecek takımların hangileri olacağı ve hangi takımın gideceği

Türkiyede Gözler Yarınki FederesyonToplantıda İzle




gözler yarınki federesyon toplantısında ne karar
çıkaçak ve nasıl bir ceza alınacak onu bekliyor izle
Türk Futbolunda Gözler Cenevre'de Skyturk

17 Temmuz 2011 Pazar

Fener İlk Kupayı Aldı İzle

 
Yeni sezon öncesi hazırlıklarını sürdürmek amacıyla Brüksel'de bir 3'lü turnuvaya katılan Fenerbahçe, gurbetten kupayla dönüyor.
Sarı-Lacivertliler, organizasyonun ikinci maçında gençlerden kurulu Belçikalı rakibi Standard Liege'yi 3-1 mağlup etti. Maça oldukça hızlı başlayan Fenerbahçe, Dia'nın asistini iyi değerlendiren Güiza'nın golüyle daha 1. dakikada 1-0 öne geçti. Ancak Standard Liege'nin bu gole cevabı gecikmedi. Mücadelenin 6. dakikasında Selçuk Şahin kendi yarı sahasında top kaybı yapınca, Liege'li futbolcular Fenerbahçe defansını hazırlıksız yakaladı ve Micky ile eşitliği sağladı: 1-1.
Bu dakikadan sonra Fenerbahçeli Stoch'un etkili oyunu dikkat çekerken yine Slovak oyuncunun başlattığı bir atakta Özer'in pasında Dia topla buluştu. Ceza sahasının solundan çizgiye kadar inen Senegalli futbolcu, penaltı noktasına doğru yerden ortaladı ve kaleciyi geçen topu Cristian boş kaleye göndermekte zorlanmadı: 2-1.
Karşılaşmanın ikinci yarısı düşük tempoda geçerken artan sağanak yağış yüzünden her iki takım, istediği oyunu ortaya koyamadı. Ancak Semih Şentürk ve Emre Belözoğlu'nun oyuna girmesiyle hareketlenen Sarı-Lacivertliler, 90. dakikada Semih Şentürk'ün attığı golle skoru belirledi: 3-1. Bu sonucun ardından Fenerbahçe üçlü turnuvayı 1. olarak tamamladı. Bu turnuvayla Belçika'daki çalışmalarını tamamlayan Sarı-Lacivertliler, İstanbul'a dönüş uçağını kaçırmamak için kupa törenini kısa tuttu.
Volkan: Bayraklarınızı asın
Fenerbahçe'nin tecrübeli kalecisi Volkan Demirel, Standart Liege maçı öncesi şike iddialarına yönelik bir açıklama yaptı. Sadece futbolcu olarak değil, camia olarak zor bir dönemden geçtiklerini ifade eden Volkan, "Üzerimize düşen görev Fenerbahçe bayrağını saha içinde dalgalandırmak. Bunun için yeşil sahada elimizden geldiği kadar dik durmaya çalışıyoruz. Çünkü biz geçen sene çok büyük emekle bu şampiyonluğu elde ettik. Gerçekten birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyulan bir zamandayız. Bu nedenle her Fenerbahçelinin balkonuna veya penceresine bir Fenerbahçe bayrağı asması gerek." dedi.

Çanakale Savaşın da Namaz izle



bundan 100 yıllar önce  cepelerde kılınan namazın,ibadetin özü
ve savaşın bıraktıkları izle

Abdurahman Önül izle



çok güzel bir ilhi dinlemek için kırmızı güller
ilahisi zamanı izle

Gözler Cenevrede İzle

Türkiye'nin gözü kulağı Cenevre'de


Türk futbolunda gözler TFF'nin yarın UEFA ile yapacağı toplantıya çevrildi.

17.07.2011 - 12:45





Türkiye'yi sarsan futbolda şike iddialarına yönelik soruşturması kapsamında gözler, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF), yarın Cenevre'de Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) yetkilileriyle yapacağı toplantıya çevrildi.

GÖZLER CENEVRE'YE ÇEVRİLDİ

TFF heyeti, gelişmeleri yakından takip eden UEFA yetkilileriyle yarın İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelecek. Heyette TFF Başkanvekili Lutfi Arıboğan ile birlikte TFF Baş Hukuk Müşaviri Prof. Dr. İlhan Helvacı ve bazı avukatların bulunacağı öğrenildi.

TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, daha önce yaptığı, ''Karar için iddianamenin mahkemece kabulü beklenecek. Lig planlandığı gibi 5 Ağustos'ta başlayacak'' açıklamasının ardından, bu hafta içinde, bu kararlarının değişebileceğini söylemişti.

TFF'nin, Cenevre'deki toplantısının ardından, 19 Temmuz Salı günü İstanbul'da yapacağı yönetim kurulu toplantısında son durumu masaya yatırması bekleniyor

Cübbeli Hocadan Şike Yorumu İzle

Cübbeli Ahmet Hoca'dan şike yorumu

Cübbeli Ahmet Hoca, "Şike kesinlikle haramdır" dedi.

16.07.2011 - 16:34




Spor Toto Süper Lig ve Bank Asya 1. Ligi'nin 2010-2011 sezonuna yönelik emniyet yetkilileri tarafından başlatılan ve 'Futbolda Şike Operasyonu' iddialarıyla sarsılan gündemi Cübbeli Ahmet Hoca Flash Tv'deki programında yorumlarken açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin ve milyonlarca futbolseverin sorunu haline gelen bu iddiaları değerlendiren Ahmet Mahmut Ünlü Hocaefendi, "Şike kesinlikle haramdır" diyerek şu açıklamaları yaptı:

İşte Cübbeli Ahmet Hoca'nın şike yorumu

BUNU ANLAMAK İÇİN HOCA OLMAYA DA GEREK YOK

"Bir defa burada yalan var. Kendi takımının lehine ter dökmek, çalışmak için imza atıyor. Karşı taraftan para alarak bu tarafta yapacağı işi yapmayarak kendi takımını yenik durumuna düşürüyor. Şimdi bunu anlamak için hoca olmaya da pek lüzum görmüyorum. Kendisine sordukları zaman kılıflar bahaneler bularak olanca gücünü sarf ettiğini belirterek yalan söylüyor. İkincide sözünü bozuyor. Vefasızlık yapıyor. Çünkü takıma anlaşmayla gelmiş ve buradan da para almış. Onlar da ayrı bir dava haramlığı helalliği. Bir de onlara girersek hiç çıkamayacağız onun için işin bu tarafından gidiyoruz.

Yani futbolun şu andaki durumu meşru ise; zaten gayri meşrunun içinde meşruluk arayamayız. Kaba kaçmayacak olsa başka misallerde verebilirim. Adam haram yaparken bir de mekruhunu soruyor. Mübarek yaptığın iş haramsa mekruhunu da bırak ne soruyorsun? Ama milletimizde böyle bir durum var. Şimdi futbolu da yeni yeni öğreniyorum. Hiç haberim de yok. Haberlere pek çıkmaz, spor bölümü başladı mı ben geçerim oradan. Dolayısıyla hiç alakam olmadı. Ama şimdi baş haber olunca, mecburen öbür haberlere geçinceye kadar dinlemek zorunda kalıyoruz. Zorunda kalırken de bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz.

ALLAH İÇİN OLAN AT VAR, ŞEYTAN İÇİN OLAN AT VAR

Sonradan öğreniyorum ki burada at yarışları gibi bahisler varmış. Kumarlar varmış. Şimdi top oynamak günah mı? Spor yapmak, top oynamak niye günah olsun? At yarışı niye günah olsun? Sünnettir. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem yarıştı. Ama şimdi sen bahis açıp da atları parayla yarıştırırsan olur mu? 'Allah için olan at var, şeytan için olan at var diyor' Hadis-i Şerif. Allah yolunda gazaya gidersin, Allah yolundaki at olur. Kumar oynarsın at yarışı üzerinde şeytan yolunda olur. Bu Hadis-i Şerif sahihtir. Burada sen hareket için spor yaparsın. Arkadaşlarla muhabbet olur. Bunlara bir şey demiyoruz.

BEN SADECE SEYREDİYORUM

Şimdi eskiden derlerdi diz kapağından yukarı da avret yerine bakmak erkeğinde haram. Mesele o ne ya? Onun sonra bir de Maliki Mezhebi'nde meselesi çıkardılar. Maliki mezhebini de lüzum yok ki zaten. Bu seferde dediler madem günah deyip de müşteri azalacaksa şortu uzattılar. Şimdi Mekruh'tan çıktı iş. Mekruh'tan kurtarıldı ama bu nedir? Bahisler, kumarlar daha doluda gayri meşru bir şeyler çıktı. Şimdi onların detayında değiliz. Onu da bize soran zaten yok. Seyreden halkta ben işin içinde değilim. Ben sadece seyrediyorum. Kim gol atmış dediği için seninde bunu seyretmen haramdır diyecek halimiz kalmıyor. Çünkü işin içinde olan başka seyreden seyirci başka. Şimdi seyircilerin yaptığına direk haram diyemeyiz. Gidip para verip içki mi aldı da içti? Adamın oyununu seyretti. Buna haramdır diyecek halimiz yok.

Tabi şu var: 'Malayani' yani 'Dünyaya ve ahirete, iki tarafa da yaramayacak ve Müslümanlığı güzel olan insanların boş vakit harcayamayacağı şeyler demek durumundayız. Tabi hadis-i şerife göre 'Helal bellidir, haram bellidir.' Kolay bir şey değil 'İzlemek haramdır' demek. Yani halkın seyretmesi, bilet alması, gitmesi gibi şeylere haram diyecek halimiz yok. Ben öbür işleyişten bahsediyorum. İçerideki dönen dolaplar ayrı bir dava. Ama şimdi burada haramın içindeki mekruh kabilinden sorulacak olursa, bunun neresine fetva verilecek. Öbür taraftan ele alırsak bunun tutulacak tarafı mı var?!

ŞİKE KESİNLİKLE HARAMDIR!

Zaten yaptığın iş belli. İşin içinde iş. Başka tarafla anlaş, burayı kandır. Hainlik yap sözü boz. Buraya olanca gücümle gayret edeceğim diye para al teminat ver. Ondan sonra, ona uy hareket yapma orası gol yesin, kaybetsin. Diğer taraftan ayrı para al. Hiç tutulacak bir tarafı da yok. Şike kesinlikle haramdır. Kitabına fetvasına uyduramayız".

16 Temmuz 2011 Cumartesi

İSTİFA EDENE KIDEM TAZMİNATI İZLE

Kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemenin ayrıntıları

İstifa eden işçiye de kıdem tazminatı verilecek mi?..

16.07.2011 - 11:02




Kıdem tazminatına yönelik düzenlemenin detayları belli oldu. Halen istifa eden çalışana verilmeyen tazminatın ödenmesini öngören tasarıyla fondaki paranın bütçeye aktarılması da engelleniyor.

Star gazetesinden Hüseyin Özay'ın haberine göre; Hükümet programı ile birlikte yeniden gündeme gelen "kıdem tazminatı" ile ilgili yapılacak düzenlemenin ayrıntıları netleşti. Buna göre konuyla ilgili hazırlanan taslakta, kıdem tazminatı kaldırılmıyor. Tam tersi, istifalar nedeniyle işveren tarafından ödenmeyen kıdem tazminatları devlet garantisi altına alınıyor. Mevcut sistemde, iş dünyasında kıdem tazminatları sık sık iş veren ile işçileri karşı karşıya getiriyor. Düzenlemelere göre, işçilere çalıştığı yıl süresinde bir maaş tutarında tazminat ödenmesi gerekiyor. Ancak birçok işveren, mevcut durumda işçinin istifa etmesi halinde, kıdem tazminatı parasını ödemiyor. Bu da, binlerce davanın açılmasına neden oluyor.

İŞÇİLERE İLAVE YÜK GETİRİLMEYECEK

Sendikalar tarafından tepki gösterilen, kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemede, 'kıdem tazminatı sistemi' kaldırılmıyor. Konuyla ilgili olarak ekonomi yönetimi tarafından hazırlanan, "Kıdem Tazminatı Fonu Kanun Taslağı"na göre, kıdem tazminatları için bir fon oluşturuluyor. Fonun gelirleri, işverenden kesilecek yüzde 3'lük gelirden oluşacak. Söz konusu oranının yükseltilmesi veya düşürülmesi konusunda Bakanlar Kurulu yetkili olacak. İşçilere ise ilave yük getirilmeyecek.

10 SENEYİ DOLDURAN TAZMİNATINI ALABİLECEK

Oluşturulacak olan Kıdem Tazminatı Fonu'nda, mevcut sistemde olduğu gibi, her yıl için bir aylık kıdem tazminatı ödenmesi öngörülüyor. Kıdem tazminatı tutarı da, çalışılan son yılın ortama ücreti tutarında olacak. Kıdem tazminatı ödemeleri, emeklilik, malüllük ve ölüm gibi durumlarda hiçbir şart aranmadan ödenecek. 10 yılın üzerinde çalışanlarda kıdem tazminatlarını istemeleri halinde fondan tahsil edebilecekler. Örneğin bir işçi, 5 yıl bir iş yerinde, 3 yıl bir başka işyerinde ve 2 yıl da başka işyerinde çalıştı. Ve bu işyerlerinden istifa ederek ayrıldı. Mevcut durumlarda hiçbir yerden kıdem tazminatı alamıyor. Yeni düzenleme ile söz konusu işçiye 10 yılı için kıdem tazminatı ödenecek. Eğer işçi hayatını kaybederse de ödeme mirasçılarına yapılacak.

'KUTSAL PARA' İŞLEMİ GÖRECEK

Taslakta, kıdem tazminatı fonunda toplanan paraların, bütçeye aktarılmasının önüne geçmek içinde bazı hükümlere yer verildi. Buna göre, fonda toplanan paralar, 'kutsal para' işlemi görecek ve hiç bir şekilde amacı dışında kullanılamayacak. Ayrıca, fonun harcamaları ve gelirleri, TBMM adına denetim yapan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, Çalışma Bakanlığı müfettişleri tarafından sağlanacak. Ayrıca fon, bağımsız bir denetim şirketine üçer aylık dönemler halinde incelettirilecek. Şirket, üçer aylık raporlarını kamuoyuna açıklayacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) büyük destek verdiği yeni düzenleme işçinin alamadığı kıdem tazminatını devlet güvencesi altına alırken, işveren kesimin üzerindeki 60 milyar liraya yakın olduğu tahmin edilen kıdem tazminatı yükünü kaldıracak. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, konunun tartışılmaya başladığı günlerde kıdem tazminatı yükünün işverenin üzerinde sıkıntı yarattığını belirterek "Hükümetin kıdem tazminatı sorununu çözmesi için attığı adımlar çok önemli. Bu konuda yapılan çalışmaları destekliyoruz" demişti. TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler de, tasarıyı desteklediklerini ancak detaylarının ne olacağını görmek gerektiğini söylemişti.

İŞTE YENİ DÜZENLEMEDEN AYRINTILAR

-Fon'a çalışandan kesinti olmayacak

-Kıdem Tazminatı Fonu oluşturulacak. Fona işverenler ücretin yüzde 3'ü oranında katkı payı ödeyecek. İşçilerden kesinti yapılmayacak.

-Kıdem tazminatı, mevcut sistemde olduğu gibi her çalışma yılı için bir aylık ücret tutarında ödenecek.

-Kıdem tazminatı ödemelerinde ücretin son yılın ortalaması baz alınacak.

-10 yılını dolduran çalışanlar, istediği takdirde tazminatını çekebilecek.

-Çalışan 10 yılını doldurmamışsa ölüm ve malüllük halinde para ödenecek.

-İstifa eden çalışanların tazminatları yanmayacak. Bir kişi birkaç iş yerinde çalışmış olsa dahi tazminatlarının hepsi devlet güvencesinde

İSRAİL İRANA SALDIRACAK İZLE

ÜzücüKomikEğlenceliŞaşırtıcıSevindiriciDüşündürücüSıkıcıKorkunçBaşarılıİnanılmazBu haberi Facebook'ta paylaşmak ister misin? "İsrail, Eylülde İran'ı vuracak" iddiası
Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'nın eski ajanı Robert Baer, "İsrail'in muhtemelen eylül ayında İran'ı vuracağını" öne sürdü.Güncelleme:16 Temmuz 2011 17:07
Bear'ın Los Angeles'te bir radyoya yaptığı açıklamasında dile getirdiği iddialar, İsrail basınına da yansıdı.

21 yıl süreyle Lübnan ve Suriye dahil Ortadoğu bölgesinde çalıştığı bildirilen Baer, söz konusu iddiasıyla ilgili herhangi bir kaynak belirtmedi. Ancak, İsrail'in İran'ı vuracağını söylerken, Mossad'ın eski Başkanı Meir Dagan başta olmak üzere, diğer eski güvenlik kurumları yetkililerinin, Netanyahu'nun bu konuda kararlı olduğu yolunda, İsrail kamuoyuna yaptığı uyarılara atıfta bulundu.

Dagan, Mossad'ın başkanlığından ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalarda, İsrail'in İran'a saldırısına karşı çıkmış; İran'ın nükleer tesislerine yapılacak bir saldırının bölgesel bir savaşa yol açabileceğini, bu savaşın içine Hizbullah ve Suriye'nin de girebileceğini belirtmişti.

Haberin Devamı

"Bütün bunlar bize neredeyse kesine yakın bir şekilde, Netanyahu'nun (İran'a) saldırmayı planladığını anlatıyor" diyen eski CIA ajanı, kendi tahminine göre, böyle bir saldırının "Filistin devletinin eylül ayında oylanması öncesi" olacağı öngörüsünde bulundu ve Netanyahu'nun ABD'yi çatışmanın içine çekmeyi umut ettiğini de dile getirdi..

Robert Baer, İsrail Hava Kuvvetleri'nin, Natanz ile birlikte diğer birkaç nükleer tesisini de vuracağını iddia etti.

İranlıların da buna karşı Basra veya Bağdat, nerede olabilirse karşı saldırıya geçeceğini ve böylece ABD'nin de İran hedeflerini vurmaya zorlayarak çatışmanın içine çekileceğini iddia etti.

Baer, "Özel birliklerimiz, halen Irak'ta ve (İran'daki) sınır boyunca vuracağımız İran hedeflerini inceliyorlar. Burada bizi bekleyen, topyekun bir savaş yerine, bir tırmanma. Bu bir kabus senaryosu. Ortadoğu'da böyle bir savaşı yürütebilecek sayıda askerimiz yok" diye konuştu.

AA

FENER VE BEŞİKTAŞA KÖTÜ HABER İZLE

ŞİKE operasyonuyla allak bullak olan Türk futbolunda sorular bitmiyor. Her geçen gün yaşanan gelişmeler alınan her kararın bir kez daha gözden geçirilmesini gerektiriyor.
Süper Kupa final maçı yapılmayacak.
Liglerin ertelenmesi kararı alınacak.
İki takımın Avrupa kupalarına gönderilip, gönderilmeyeceği tartışılıyor.

UEFA ile Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri Cenevre’de bir araya gelecek. Şike operasyonundaki ikinci dalga ve İbrahim Akın’ın itirafları sonrası bir çok konu konuşulup karara bağlanacak.

- Süper Lig, federasyonun açıkladığı gibi zamanında başlayacak mı?
- Süper Kupa finali 31 Temmuz’da oynanacak mı?
- Avrupa kupalarına takımlarımız gidecek mi?

Bu soruların tümüne “evet” yanıtı vermek isterdik ama ne yazık ki gelişmeler bu yönde değil. Önce 18 Temmuz Pazartesi günü neler yaşanacağına bir bakalım sonra da yukarıdaki soruların yanıtlarını verelim. Pazartesi diyoruz çünkü o gün, İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu İbrahim Akın’ın itiraflarından dolayı son derece önemli hale geldi. Pazartesi UEFA yetkilileri ile Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri Cenevre’de bir araya gelecek.

İşte 18 Temmuz Pazartesi günü ve sonrasında yaşayacaklarımız...

UEFA ile genel bir bilgi paylaşımı yapılacak

Hemen herkes bu toplantının İbrahim Akın’ın itiraflarından sonra gündeme geldiğini düşünüyor. Ama öyle değil. 3 Temmuz’da başlayan operasyon ile ilgili olarak UEFA ile bilgi alışverişi devam ediyordu. Telefonla yürütülen bu görüşmelerden sonra iki tarafta “genel bir bilgi paylaşımı” için bir araya gelme kararı aldı. Randevu günü olarak da geçtiğimiz haftanın salı günü belirlenmişti.

Ancak federasyon yetkilileri son gelişmeleri de göz önüne alarak randevuyu cumaya (dün) ertelemek istedi. UEFA tarafı da takvimin uygun olmadığını ifade ederek pazartesi gününü istedi. Ve iki taraf bu pazartesi bir araya gelmek üzere sözleşti.

Bu toplantıya federasyondan başkanvekili Lutfi Arıboğan ile İlhan Helvacı katılacak. UEFA’dan ise genel sekreteri Gianni Infantino ile birlikte 3 ya da 4 kişilik bir heyet toplantıda yerini alacak.

Kafalardaki birçok soru cevabını bulacak

Bu görüşme aslında 2. dalga şike operasyonuna kadar çok büyük bir önem arzetmiyordu. “Rutin bir toplantı olacak” değerlendirmesi yapılıyordu. Ama İbrahim ’in itirafları ile birlikte konuşulacak ve belki de karara bağlanacak pek çok soru çıktı ortaya.

UEFA açısından:

- Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’ne, Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi’ne katılacak mı?

Akın’ın itirafından sonra UEFA bu soruya alacağı bilgiler ışığında yanıt verecek. Federasyona yakın kaynaklar bunun böyle olmasını arzu etmiyorlar ama itiraflar herkesin elini kolunu bağlamış durumda.

- İki takım da Avrupa kupalarından ihraç edilir mi?

Türk tarafı “Edilmez” yanıtını veremiyor. İyimser tahminle, “Pazartesi günü UEFA, alacağı karar öncesi bir değerlendirme yapar” diyorlar.

Süreç hızlandı “ALARM” düğmesine basıldı

2011 İftar Saatleri i

2011 İftar Saatleri
2011 Ramazan ayı boyunca, bulunduğunuz ilin iftar ve sahur saatlerini, aşağıdaki sayfalar yoluyla öğrenebilirsiniz. İl sayfalarında iftar ve sahur saatlerinin yanı sıra, namaz vakitleri de bulunuyor.


Adana İftar Saati
Adıyaman İftar Saati
Afyonkarahisar İftar Saati
Ağrı İftar Saati
Aksaray İftar Saati
Amasya İftar Saati
Ankara İftar Saati
Antalya İftar Saati
Ardahan İftar Saati
Artvin İftar Saati
Aydın İftar Saati
Balıkesir İftar Saati
Bartın İftar Saati
Batman İftar Saati
Bayburt İftar Saati
Bilecik İftar Saati
Bingöl İftar Saati
Bitlis İftar Saati
Bolu İftar Saati
Burdur İftar Saati
Bursa İftar Saati
Çanakkale İftar Saati
Çankırı İftar Saati
Çorum İftar Saati
Denizli İftar Saati
Diyarbakır İftar Saati
Düzce İftar Saati
Edirne İftar Saati
Elazığ İftar Saati
Erzincan İftar Saati
Erzurum İftar Saati
Eskişehir İftar Saati
Gaziantep İftar Saati
Giresun İftar Saati
Gümüşhane İftar Saati
Hakkari İftar Saati
Hatay İftar Saati
Iğdır İftar Saati
Isparta İftar Saati
İstanbul İftar Saati
İzmir İftar Saati
Kahramanmaraş İftar Saati
Karabük İftar Saati
Karaman İftar Saati
Kars İftar Saati
Kastamonu İftar Saati
Kayseri İftar Saati
Kırıkkale İftar Saati
Kırklareli İftar Saati
Kırşehir İftar Saati
Kilis İftar Saati
Kocaeli İftar Saati
Konya İftar Saati
Kütahya İftar Saati
Malatya İftar Saati
Manisa İftar Saati
Mardin İftar Saati
Mersin İftar Saati
Muğla İftar Saati
Muş İftar Saati
Nevşehir İftar Saati
Niğde İftar Saati
Ordu İftar Saati
Osmaniye İftar Saati
Rize İftar Saati
Sakarya İftar Saati
Samsun İftar Saati
Siirt İftar Saati
Sinop İftar Saati
Sivas İftar Saati
Şanlıurfa İftar Saati
Şırnak İftar Saati
Tekirdağ İftar Saati
Tokat İftar Saati
Trabzon İftar Saati
Tunceli İftar Saati
Uşak İftar Saati
Van İftar Saati
Yalova İftar Saati
Yozgat İftar Saati
Zonguldak İftar Saati

13 Şehidimize Son Veda İle

Şehitlere son veda

Diyarbakır'da şehit edilen 13 askerden 8'i bugün son yolculuğuna uğurlanıyor.

16.07.2011 - 13:41




Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki hain saldırıda şehit olan Mustafa Güney ve Gökhan Yıldırım Adana, Noyan Aydın Zonguldak-Ereğli, Aykut Delimehmetoğlu Ankara-Çubuk, Mehmet Kaz Gaziantep-Nizip, Necmettin Torun Samsun-Alaçam, Emrah Eker Giresun-Dereli ve Gökhan Kaplan Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde düzenlenecek törenlerin ardından toprağa verilecek.

ANKARA ŞEHİDİNİ UĞURLUYOR

Diyarbakır'da teröristlerin şehit ettiği 13 Mehmetçik arasında bulunan Bursa'nın İnegöl ilçesinde yaşayan Jandarma Onbaşı Aykut Delimehmetoğlu Ankara Çubuk'ta son yolculuğuna uğurlanıyor.

ANKARA ŞEHİDİNİ BÖYLE UĞURLADI



EMRAH EKER / GİRESUN

Diyarbakır'ın Silvan ilçesi kırsalında PKK'lı teröristler tarafından şehit edilen 13 askerden biri olan Jandarma Komando Çavuş Emrah Eker, Giresun'un Dereli ilçesine bağlı Yavuzkemal beldesinde son yolculuğuna uğurlandı.

Şehit Emrah Eker için Yavuzkemal belde merkezinde düzenlenen törene; Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgenaral Erhan Güder, AK Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli, CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Canalioğlu, şehit yakınları ve vatandaşlar katıldı. Törende şehidin tabutuna sarılan anne Medine Eker, "Bir evladım daha var. Onun da vatan uğruna gerekirse şehit olmasını istiyorum" derken, tören boyunca evladının fotoğrafını kucağından bırakmadı.

Jandarma Albay İsmail Çetinbaş'ın konuşmasının ardından, İl Müftüsü Necati Akkuş tarafından cenaze namazı kıldırıldı. Şehit askerin cenazesi, daha sonra silah arkadaşlarının omuzlarında belde merkezindeki aile kabristanlığında toprağa verildi.



NECMETTİN TORUN / SAMSUN

Diyarbakır'ın Silvan ilçesindeki hain saldırıda şehit olan Jandarma Komando Çavuş Necmettin Torun, memleketi Samsun'un Alaçam ilçesine bağlı köyünde ağıtlarla toprağa verildi.

Alaçam Devlet Hastanesi morgundan alınan şehidin cenazesi, buradan askeri yetkililer ve yakınları tarafından Yoğun Pelit köyündeki evinin önüne götürüldü. Helallik alınmasının ardından cenaze, araçla namazın kılınacağı alana götürüldü.

Burada yapılan törende konuşan Jandarma Binbaşı Vural Yıldırım, terör örgütü mensuplarıyla girilen çatışmada kahramanca çarpışan 13 vatan evladının şehit düştüğünü söyledi.



KOMANDO ER VEFA ÇELİK / AĞRI

Diyarbakır'ın Silvan ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile terör örgütü üyeleri arasında çıkan çatışmada şehit düşen Jandarma Komando Er Vefa Çelik'in cenazesi, memleketi Ağrı'da toprağa verildi.

Şehit Jandarma Komando Er Vefa Çelik'in Türk bayrağına sarılı naaşı, Diyarbakır'da düzenlenen törenin ardından askeri uçakla memleketi Ağrı'ya getirildi.

Ağrı Havaalanı'nda askerlerin omzunda uçaktan indirilen şehidin naaşı, Yüzüncü Yıl Mahallesi'ndeki baba evine götürüldü. Burada, Kürtçe ağıtlar yakarak gözyaşı döken yakınları, güçlükle sakinleştirildi. Şehidin cenazesi, daha sonra Yavuz Camisi'ne getirildi.

Müftü Vekili Şevket Dilmaç, cenaze namazı öncesinde yaptığı konuşmada, şehidin ailesine ve yakınlarına başsağlığı diledi. Dilmaç, şehitliğin, Allah'ın insanlara bahşettiği yüce bir mertebe olduğuna ve Hazreti Muhammed'in de şehitlik mertebesini sürekli övdüğüne değinerek, ''Allah bir daha bu tür şeyler için bizi bir araya getirmesin. Bu son şehidimiz olsun. Şehidimiz Allah yolunda kanını feda etmiştir. Şerefli bir ölümle gitmiştir. Biz Allah'tan geldik yine ona döneceğiz. Şehidimize Allah'tan af, rahmet, mağfiret ve gani gani rahmet diliyoruz. Ruhu şad olsun'' dedi.

Şehit Çelik'in Türk bayrağına sarılı tabutu, kılınan cenaze namazının ardından bir süre omuzlarda taşınarak askeri araca konuldu. Cenaze, uzun araç konvoyu eşliğinde kent merkezindeki şehitliğe götürülerek gözyaşları arasında defnedildi.



MUSTAFA GÜNEY-GÖKHAN YILDIRIM / ADANA

Diyarbakır'ın Silvan ilçesi kırsal kesimindeki terörist saldırıda şehit olan jandarma uzman çavuşlar Mustafa Güney ve Gökhan Yıldırım için memleketleri Adana'da tören düzenlendi.

Diyarbakır'daki törenin ardından dün uçakla Adana'ya getirilen cenazeler Askeri Hastane Morguna kaldırıldı. Bugün şehitlerin cenazeleri askeri konvoyla törenin yapılacağı Sabancı Merkez Camisi'ne getirildi.

Cami avlusundaki törene Mustafa Güney'in hamile eşi Merve, annesi Dudu Güney ve kardeşleri, Gökhan Yıldırım'ın babası Yaşar ve annesi Yıldız Yıldırım katıldı. Şehitlerin yakınları gözyaşlarına hakim olamazken, bazı akrabaları terör örgütünü lanetledi. Sağlık ekipleri tören boyunca Mustafa Güney'in kalp rahatsızlığı bulunan annesi Dudu'nun yanından ayrılmadı. Dudu, sandalye haline getirilen sedyeye oturtuldu.

Törende AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, AK Parti Adana milletvekilleri Necdet Ünüvar ve Mehmet Şükrü Erdinç, CHP milletvekilleri Ümit Özgümüş, Turgay Develi, MHP milletvekilleri Seyfettin Yılmaz, Ali Halaman, Vali İlhan Atış, 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Mehmet Eröz, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Lapanta, Emniyet Müdürü Mehmet Avcı ve çok sayıda ilgili hazır bulundu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanların yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun törene çelenk gönderdikleri görüldü.

İl Müftüsü İsmail Canbolat'ın kıldırdığı cenaze namazının ardından tören mangası tarafından taşınan tabutlar askeri araca yerleştirildi. Şehitlerin cenazeleri toprağa verilmek üzere köylerine götürüldü.



GAZİANTEP / ÇAVUŞ MEHMET KAZ

Jandarma Komando Çavuş Mehmet Kaz, memleketi Gaziantep'te toprağa verildi. Cenazenin getirilişi sırasında şehidin yakınları ağıtlar yaktı, sinir krizi geçirenler oldu. Bazı vatandaşlar ise terör örgütü aleyhine sloganlar attı.

Anne İslim Kaz, "Bundan sonra benim üç askerim var. Onlar da kızlarım. Gerekirse kızlarımı bile askere gönderirim, vatan sağ olsun" dedi.

Törene, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de katıldı. Şehit Mehmet Kaz'ın yakınlarına baş sağlığı dileyen Şahin, dedesi, annesi, babası ve kız kardeşlerini teselli etmeye çalıştı.

Şehidin annesi İslim Kaz, kızları Vildan, Özlem ve Zeynep'e sarılarak gözyaşı döktü. Asker üniforması giyen kız kardeşler, sık sık ağabeylerinin fotoğrafını öperek ağladı. Şehidin annesi, kızlarını göstererek, "Ağabeylerinden nöbeti devralıyorlar. Onları da ağabeyleri gibi yetiştiriyorum. Kıyafetlerini de giydiler" diyerek gözyaşı döktü.

Dede Mehmet Kaz ise torunu Mehmet'i görmek istediğini söyleyerek gözyaşı döktü. Dede Mehmet Kaz'ın torununun yakasındaki fotoğrafını göstererek, "Mehmet'im nerede?" demesi çevredekileri duygulandırdı.

Şehidin kız kardeşleri ağabeylerinin cenazesini asker selamıyla karşıladı. Şehidin dedesi Mehmet Kaz askerlerin ve yakınlarının yardımıyla cenazenin başına getirilerek, şehit olan torununu görmek istedi. "Deden kurban olsun sana oğlum" diyerek tabuta sarılan, tabutu ve şehit torununun fotoğrafını öpen Mehmet Kaz, tabutun başından güçlükle uzaklaştırıldı.

Şehidin annesi ve kız kardeşleri uzun süre tabuta sarıldı. Şehidin fotoğrafını öperek, ağıt yaktılar.

Törene, Ak Parti Gaziantep milletvekilleri Halil Mazıcıoğlu, Mehmet Erdoğan, Nejat Koçer, Ali Şahin, Derya Bakbak, CHP Gaziantep milletvekilleri Mehmet Şeker ve Ali Serindağ, Gaziantep Vali Yardımcısı Mehmet Okur, Nizip Kaymakamı Yaşar Karadeniz, Belediye Başkanı Hacı Fevzi Akdoğan, Nizip Garnizon Komutanı Binbaşı Cem Çerkez, Ak Parti İl Başkanı Ahmet Uzer, CHP İl Başkanı Ali Peri, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.



NOYAN AYDIN / ZONGULDAK

Diyarbakır'ın Silvan İlçesi kırsalında PKK'lı teröristler tarafından pusuya düşürülerek şehit edilen 13 askerden 23 yaşındaki Jandarma Komando Çavuş Noyan Aydın için memleketi Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde cenaze töreni düzenlendi.

Ereğli Devlet Hastanesi morgundan şehit Noyan Aydın'ın Türk Bayrağı'na sarılı tabutu alınarak hastane önünde bekletildi. Burada Şehidin ağabeyi Orhan Aydın, kardeşinin askerde komando seçilmesinden sonra yazdığı duygu yüklü şiirini okudu. Anne Ayşe Aydın, burada gözyaşlarını tutamayarak, "6 aylıkken yetim kaldın, 23 sene yeri geldi yemedin, yeri geldi yiyemedin. Diyarbakır dağlarına seni kurban ettim oğlum" diyerek ağıt yaktı. Ağabeyi Orhan Aydın daha sonra kardeşinin başında dua okudu. Yapılan duaların ardından şehidin cenazesi Ereğli Belediyesi'ne ait cenaze aracıyla Bozhane Camii'ne getirildi. Şehidin camiye getirilişi sırasında törene katılanlar bir süre alkışlarken tabutuna el sürdüler.

4 BİN KİŞİ UĞURLADI

Şehit Aydın'ın tabutu cenaze aracından cami avlusuna götürüldüğü sırada annesi 50 yaşındaki Ayşe Aydın da oğlunun tabutundan tuttu. Cenazeye, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Zonguldak Valisi Erdal Ata, Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Ali Sadi Ünsal, 3. Jandarma Eğitim Tugay Komutanı Kıdemli Albay Ertan Altınoluk, Ereğli Belediye Başkanı CHP'li Halil Posbıyık, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, şehitin yakınları, askeri erkan ve yaklaşık 4 bin kişi katıldı. Cenazeye Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da çelenk gönderdi. Şehitin cami avlusundaki musalla taşına tabutunun konulmasıyla birlikte annesi Ayşe, ağabeyi Orhan, ablası Türkan Aydın, dayısı Mustafa Temel ve yakınları gözyaşlarını tutamadı.

En Komik Vidyolar İzle



komikmi komik şakalar ve gülmekten kırılacak görüntüler
hic görmediğiniz sahneler izle

15 Temmuz 2011 Cuma

UEFA MAÇLARI 2011 İZLE

UEFA'da rakipler belli oldu


UEFA Avrupa Ligi üçüncü ön eleme turunda mücadele edecek Bursaspor’un rakibi Belarus’un Gomel takımı oldu. Gaziantepspor ise Minsk’i geçtiği takdirde Polonya’dan Legia Varşova ile oynayacak.

Üçüncü eleme turunda ilk maçlar 28 Temmuz’da, rövanş mücadeleleri ise 4 Ağustos’ta oynanacak. Bursaspor geçtiğimiz sezon Spor Toto Süper Ligi üçüncü sırada tamamlamış ve üçüncü ön eleme turundan turnuvaya katılmaya hak kazanmıştı. Yeşil-beyazlılar ilk maçı kendi sahasında oynayacak.
Ligi dördüncü bitiren Gaziantepspor ise Avrupa Ligi’ne ikinci ön eleme turundan katılmış ve ilk turda Belarus’tan Minsk ile eşleşmişti. Dün oynanan ilk maçta deplasmanda 1-1 berabere kalan kırmızı-siyahlılar ikinci maçı 21 Temmuz’da Antep’te oynayacak.

İssizlere Müjde İzle

İşsizlik yüzde 9,9'a geriledi
15.07.2011 - 10:01
Türkiye'de 2011 yılı Nisan döneminde işsizlik oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,1 puan azalarak, yüzde 9,9 oldu. Böylece, işsizlik oranı 2008 yılı Temmuz ayından bu yana ilk kez tek haneye düşmüş oldu.
Türkiye'de, 2011 Nisan döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 454 bin kişi arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hanehalkı İşgücü Araştırması, ''2011 Nisan Dönemi Sonuçlarına (Mart, Nisan, Mayıs 2011)'' göre, Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 944 bin kişilik artış ile 72 milyon 117 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise (15 yaş ve daha yukarı yaştaki nüfus) 982 bin kişi artarak, 53 milyon 342 bin kişiye ulaştı.
2011 yılının Nisan döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 1,1 puanlık artışla yüzde 49,9 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,8 puanlık artışla yüzde 71,6, kadınlarda ise 1,2 puanlık artışla yüzde 28,9 oldu.

Süper Kupa Finali İptal

Süper Kupa tehlikeye girdi

Erzurum'da oynanması kararlaştırılan Süper Kupa finali şike soruşturmasının ardından tehlikeye girdi. Beşiktaş'ın Türkiye Kupası'nı TFF'ye teslim etmesi sonrasında finalin ertelenebileceği belirtiliyor.


İHA
Türkiye Futbol Federasyonu açıkladı ama, şike soruşturmasının ardından 31 Temmuz'da Erzurum'da oynanacak olan Süper Kupa finali yeniden tehlikeye girdi. Beşiktaş Kulübü, futbolda şike iddiaları kapsamında siyah-beyazlı kulübün futbol komitesi başkanı Serdal Adalı ve futbol takımının teknik direktörü Tayfur Havutçu'nun tutuklanması üzerine Türkiye Kupası'nı TFF'ye iade etti. Gelişen bu olayların ardından finalin ertelenip ertelenmeyeceği merak konusu oldu.
ERZURUM'UN ŞANSSIZLIĞI...

Ülke gündemine bomba gibi düşen şike soruşturması Erzurum'u da vurdu. Yurt genelinden 20 bin'e yakın taraftarın akın edeceği, şehir ekonomisine üç günde büyük katkılar sağlaması beklenen dev finalin akibeti yeniden merak konusu oldu. Beşiktaş eski yöneticisi ve gazeteci Murat Çelik'te dün yaptığı açıklamada Beşiktaş'ın bu tavrının Süper kupa finalinde oynamayacağını ortaya koyduğunu belirtti. Dün yaşanan bu gelişmelerin ardından gözler yeniden TFF'nin vereceği karara çevrildi.

Şehitlerimizin İsimleri

Diyarbakır'da şehit olan 13 askerin ismi

Diyarbakır'da pusuya düşürülen askerlerin kimlikleri belli oldu.

15.07.2011 - 10:19

Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nin Dolapdere ve Kulp İlçesi'nin Küplü köyleri arasında Silvan Komando Taburu timleri pusuya düşürüldü, 13 asker şehit oldu, 7 asker yaralandı.

İşte şehit askerlerden kimlikleri açıklananlar:

Jandarma Er Ufuk Başarı (Konya)
Uzman Jandarma Çavuş Fahrettin Aksu (Erzincan)
Jandarma Er Aykut Delimehmetoğlu (Bursa)
Uzman Çavuş Mustafa Güney (Adana)
Uzman çavuş Gökhan Yıldırım (Adana)
Jandarma Komando Er Ethem Okay (Şanlıurfa)
Jandarma Er Mehmet Kaz (Gaziantep)
Jandarma Er Barış Çiçekdağı (Gaziantep)
Jandarma Er Emrah Eker (Giresun)
Jandarma Er Necmettin Torun (Samsun / Alaçam)
Jandarma Er Noyan Aydın (Zonguldak / Ereğli)
Jandarma Er Vefa Çelik (Ağrı)
Jandarma Er Ethem Okyay (Şanlıurfa / Payamlı)
Jandarma Er Gökhan Kaplan ( Tekirdağ / Şarköy

MÜBAREK GECELER VE KANDİLLERİMİZ

MÜBAREK GECELERİMİZ KANDİLLER
Zaman ve mekânlar bütün kıymet ve kutsiyetini, hakikatte Allah'ın dilemesinden alırlar. Bu İlâhî dileme ise varlıklar için binbir maslahat ve hikmetler içerir. Ayrıca o zaman dilimlerinde gerçekleşen mühim olaylar ve o mekânları dolduran kıymettar mekînler de, içinde bulundukları zaman ve mekâna değer kazandırmışlardır. İslâm'da mübarek zaman dilimlerinin kudsiyeti de meşiet-i İlâhî'den geldiği için, Müslümanlara sonsuz feyz ü bereketin nüzulü için birer vesile olmaktadırlar. Mübarek ay, gün ve geceler, İslâm'ın şeairindendir; hususi kıymetleri ve kerametleri vardır. Kâinat, semavat, feza-yı âlem ve bütün varlıklar1 bu kutlu zaman dilimlerine hürmet etmektedir.2 Âyet veya hadîslerin, kutsallığını tespit ettiği ve Mü'minlerin de yüzyıllardan beridir kutladığı bu mübarek ay, gün ve geceler, senenin içine dağılmış vaziyette bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (sas)'in hicretini esas alan ay takvimine göre Recep, Şaban ve Ramazan ayları öncelikli olan kutsal aylardır. İslâm toplumunda bu aylara Şühûr-u Selâse (Üç Aylar) denilmiştir. Eşhürü'l-Hurum (Haram Aylar) ise Muharrem (ki senenin ilk ayıdır), Zilkade, Zilhicce ve Recep aylarıdır. Mübarek günlere gelince: Hicrî Yılbaşı, Aşûre Günü, Arafe Günü, Ramazan ve Kurban Bayramları, Cuma Günleridir. Bu yazıda kutlu zaman dilimleri içinden yalnızca kandil geceleri üzerinde durulacaktır.
Mevlid kandili hariç diğer kandillerin hepsi Üç aylar içindedir ki bunlara dört Leyâli-i Mübareke (Müberek Geceler) denilir. Regâib ve Mi'rac kandilleri Receb ayında, Berâat kandili Şaban ayında, Kadir gecesi de Ramazan ayındadır. Mevlid-i Nebi ise Ramazan'dan beş ay sonraki Rebiü'l-evvel ayındadır.
"Üç ayların kendilerine mahsus bir tadı bir şivesi vardır ki, onları yılın diğer aylarından ayırır.. her ayın güzellik ve nefâsetinin zahirî duygularımızla hissedilip yaşanmasına mukabil, bu müstesna zaman dilimi kalple ve bâtınî duygularla yaşanır... Üç ayların başlangıcı, kamer birkaç gün önce zuhur etse de, rağbetlere açık inayetle tüllenen bir perşembe akşamı 'merhaba' der ve bir mızrap gibi gönüllerimize iner. Ulu günlere ve daha bir ulu güne akort olmaya teşne duygularımızı ilk defa uyarıp coşturan 'Regâib' bir ses ve enstrüman denemesi gibidir. Yirmi küsur gün sonra gelecek olan Mi'rac ise, tam hazırlanmış ve gerilime geçmiş ruhlar için âdeta, semavî düşüncelerle, gök kapılarının gıcırtılarıyla ve uhrevîlik esintileriyle gelir. Berâat bu tembihlerle uyanmış ve tetikte bekleyen sinelere kurtuluş muştularıyla seslenir. Kadir Gecesi'ne gelince, bu kadirşinas insanları, tasavvurlar üstü ve ancak bir aylık bir cehd ile elde edilebilecek feyiz ve bereketle kucaklar ve onları afv u mağfiret meltemleriyle sarar." 3
REGÂİB KANDİLİ

Sevgili Peygamber Efendimiz (sas)'in Allah'ın bazı çok özel fiilî tecellilerine mazhar olduğu, nuranî lütf u ihsanlara, semavî mevhibelere eriştiği bir gecedir. Recep ayının ilk Cuma gecesine tevafuk etmektedir.4 Kelime olarak regâib, "çokça rağbet edilen, nefis, kıymetli, değerli, ihsan" mânâlarına gelen Ragibe kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaip Gecesi denilince: "Çok lütuf ve ihsanla dolu, kıymeti ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece" mânâsı anlaşılır. Bu gece Allah lütuflarını sağanak sağanak yağdırır. Müslümanlar arasında ise Peygamberimiz'in dünyaya teşriflerinin ilk halkasını teşkil eden anne rahmine şeref verdiği gün olduğuna inanılmaktadır. [Ancak bu gece ile veladet-i Nebeviyye arasındaki müddet, bunun hilafına işarettir. Şu kadar var ki Hz. Âmine'nin Fahr-i Âlem Efendimiz'i hamil olduğuna bu geceden itibaren muttali olmuş olabileceği düşünülebilir.5] Peygamberimiz'in doğuşuyla yeryüzü nasıl küfür ve cehaletin karanlıklarından kurtulup büyük bir mutluluğa boğulduysa, onun teşriflerinin ilk basamağı olan bu geceyi de bütün kâinat alkışlamış, coşkun bir sevinçle ayakta karşılamıştır. Mânen bereketli olan bu gecenin bir hususiyeti de mübarek Ramazan ayının ilk habercisi olmasıdır.
Bediüzzaman Hazretleri, Regaib gecesinin Zât-ı Ahmediye'nin terakki hayatının başlangıcının ünvanı olduğunu; Mi'rac gecesinin de Zât-ı Ahmediye'nin terakki hayatının zirve noktasının ünvanı olduğunu bildirmektedir.6 Bu gece Allah Rasûlü (sas), söz konusu mazhariyet ve mevhibeler için Cenâb-ı Hakk'a şükür için oniki rek'at namaz kılmışlardır. Bu geceyi ibadetle ihya etmenin sevabı pek çoktur.7 Diğer zamanlarda okunan her Kur'ân harfi için on sevap verilirse, Recep ayında yüzleri geçmekte, Regâib kandilinde ise daha da artmaktadır. Kaza ve nafile namazların sevabı ise diğer gecelere oranla kat kat fazladır. Regâib kandilinde yapılacak ibadetlerden birisi de duadır. Peygamberimiz (sas), bir hadîslerinde bu gecede yapılacak duaların Allah katından geri çevrilmeyeceğini bildirmişlerdir.8
"Regâib, Mirâc, Berâat kandilleri gibi gece âleminin tâçları ve zamanın Allah'a en yakın zirveleri ya da O'na açılmanın rıhtımları, limanları, rampaları sayılan o mübarek gün ve gecelerde, gönüller ayrı bir duyarlılıkla parıldar; ruh sonsuza doğru bir başka türlü kanat çırpar; her şey verâların ezelî şiirine dem tutar; her yanı tam bir uhrevîlik büyüsü kaplar; her sîneyi, dillerin ifadeden aciz kaldığı bir naz ve niyaz zemzemesi sarar. Hususî bir kısım tecellilerle ötelerin kapısı, penceresi, menfezi hâline gelen mekân; ümit ve beklentilerin yakarışlara dönüşüyle billurlaşan zaman ve yeni nazil olmuş gibi, her sûresi, her maktaı, her âyeti ve her cümlesinde hemen herkese yepyeni bir hayat vaadiyle âvâz âvâz çağıldayan Kur'ân, bizlere iman ve ümitle yemyeşil tepeler, cennette Cuma yamaçları gibi rü'yete açık zirveler ve susamış gönüllerimize hayat suyu gibi iksirler içirerek, ruhlarımıza mü'min olmanın tasavvurlar üstü avantajlarını sunarlar.. sunar ve Rabb'e yönelik sinelerde ne telâffuzları çatlatan mânâ ve muhtevalar, ne ifadelere sığmayan tecellilerle tüllenirler."9
MİR'ÂC KANDİLİ

Allah'ın emriyle Peygamber Efendimiz (sas)'in rûhen ve bedenen, Burak10 isimli semavî bir binite binerek Cebrail ile birlikte Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya [Beytü'l-Makdis] kadar yapmış olduğu gece yolculuğuna -ki buna İsra denilir-, oradan da bir mi'râcla [manevî asansör] yedi kat göklere yükselip tâ Sidretü'l-Müntehâ'ya ulaşması, burada Cebrail'i arkada bırakıp Refref denilen ledünnî binitle Allah'ın huzuruna varıp O'nun Zât-ı Akdes'ini yakînen müşahede etmesi ve zaman-mekân üstü konuşması olaylarına Mi'râc denilir. İki aşamalı bu gökler ötesi yolculuk, peygamberliğin 12. yılında, hicretten 18 ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının 27. gecesinde (Regâib gecesinden yirmi küsur gün sonra) gerçekleşmiştir. Kadir gecesinin de Ramazan'ın 27. gecesi olması ile aralarında çok gizemli bir tevafuk vardır. Bediüzzaman Hazretleri: "Mi'rac gecesi ikinci bir Kadir gecesi hükmündedir."11 sözleriyle, bu gecenin Kadir gecesinden sonra en kutsal bir gece olduğunu belirtmişlerdir. Ebu Talip'in ve Hatice validemizin vefatı ile çok hüzünlenen, müşriklerin üç yıl süren ablukası ve Tâiflilerin saldırıları karşısında daralan Allah Rasûlü (ve mü'minler), bu mi'rac olayı ile çok muhteşem bir teselliye ve ihsan-ı İlâhîye ve nail olmuştur. Üç ayların ilk kandili, Regaip gecesi, ikinci Mi'rac gecesidir. Regaib gecesi, Zât-ı Ahmediye'nin terakki hayatının başlangıcının ünvanıdır. Mi'rac gecesi de Zât-ı Ahmediyenin terakki hayatının zirve noktasının ünvanıdır.12
Kur'ân-ı Kerim'de İsrâ suresi (17/1) bu İsrâ olayını anlatır. Necm suresi de İsrâ'nın devamı olan Mi'râc hadisesini anlatır.13 Âyetlerde biraz da kapalı olarak anlatılan bu esrarengiz yolculuğu, Peygamberimiz (sas) bir çok hadîslerinde detaylarıyla anlatmışlardır.14 Bir gece Kâbe-i Muazzama'nın Hatîm mevkiinde yatarken, Cebrail (as) gelip mübarek göğüslerini yardı, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içini iman ve hikmetle doldurup eski hâline koydu. Sonra beyaz bir binek Burak ile (normalde bir aylık mesafedeki) Mescid-i Aksa'ya uçtular. Orada bütün peygamberlerin ruhlarına imam olup namaz kıldırdı. Bu, onların şeriatlerinin asıllarına mutlak varis olduğunu ifade ediyordu.15 Bir de kendisine su, şarap ve süt takdim edildi. O, fıtrî ve tabiî olan sütü içti. Bu ise ümmetinin doğru yola iletildiğini ifade ediyordu. Ardından yüceliklere yükseltici bir mi'rac (manevî asansör) ile göklere çıkartılıp yedi kat semaları bir bir dolaştırılmıştır. 1. kat semada: Hz. Adem'le, 2. kat'ta Hz. İsa ve Hz. Yahya, 3. kat'ta Hz. Yusuf, 4. kat'ta Hz. İdris, 5. kat'ta Hz. Harun, 6. kat'ta Hz. Musa ve 7. kat'ta Hz. İbrahim ile görüştü. Melekleri, Cennet ve Cehennem'e kadar bütünüyle ahiret hayatını müşahede etti. Bütün mülk ve melekût âlemlerini dolaştı.16 Cebrail daha sonra Peygamberimiz'i daha da yükseklere çıkardı, öyle bir fezaya vardılar ki kaderleri yazan kalemlerin cızırtıları duyuluyordu. Nihayet varlıklar âleminin son sınırı olan Sidretü'l-Müntehâ'ya ulaştılar. Cebrail: "İşte burası Sidretü'l-Müntehâ'dır. Ben buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam, yanarım." dedi. Peygamberimiz'e Sidre'de dört kutsal nehir ve hergün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beyt-i Ma'mûr gösterildi. Sonra kendisine şarap, süt ve bal dolu üç bardak sunuldu. O, yine sütü tercih etti. İçtiği süt, onun ve ümmetinin fıtratı, yani hilkat-i İslâmiyesiydi. Ayrıca şehitlerin ve muttakilerin cenneti olan Cennetü'l-Me'vâ'yı temaşa etti. Cebrail'i geride bırakan Zât-ı Ahmediye Aleyhisselam, burada Refref'e binerek Arş-ı A'lâ'ya urûç etti ve tâ Kâb-ı Kavseyn olarak belirtilen "imkân dairesinin bitiş, vücûb dairesinin başlama sınırına" ulaştı. Huzûr-u Kibriya'da Zât-ı Akdes'e ok yayının iki ucu kadar, hattâ daha fazla yaklaştı.17 Cemâlullah'ı perdesiz ve vasıtasız olarak müşahede etti, Onunla zaman ve mekândan münezzeh olarak bîkem u keyf konuştu. Daha sonra tekrar Refref'le Sidre'ye geri döndü. Orada Cebrail'i asıl hüviyetiyle -tıpkı ilk defa Hira'da gördüğü şekliyle- gördü.18 Müteakiben de yine Cebrail ile birlikte göz kırpması kadar kısa bir zaman parçasında dünyaya nüzûl eylediler.19
"Ben mi'racdan daha güzel bir şey görmüş değilim"20 diyen Peygamberler Sultanı, mi'rac yüceliklerinden -âdeta bir vefa duygusuyla- geri dönerken yanında ümmetine çok büyük hediyeler getirmiştir. Birincisi: Beş vakit farz namazı getirmiştir. İhsan şuuruyla kılınan namazlar, ümmetin mi'rac asansörleri olacaktır. İkincisi: "Âmenerrasûlü" diye bilinen âyetleri getirmiştir. [Bakara, 2/285-286]. Üçüncüsü: İsra Suresi'nin 22-39. âyetlerinde21 bahsedilen 12 adet İslâm prensibini getirmiştir.22 Dördüncüsü: Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimselerin günahlarının affedileceği ve Cennet'e girecekleri müjdesini getirmiştir. Beşincisi: İyi amele niyetlenen kişiye -onu yapamasa bile- bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye -onu yapmadığı müddetçe- hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece bir günah yazılacağı müjdesini getirdi. Bir diğer hediye de, Mi'rac gecesi Allah ile karşılıklı selâmlaşma ve sohbetlerinden bazı sözleri getirmiştir ki et-Tahiyyâtü diye meşhur olan bu sözler, bütün namazlarda teşehhütte otururken okunmakla Mi'racda Allah ile Habibi (sas) arasındaki o kutsî sohbeti hatırlatmakta ve benzerî bir mükâlemeye namaz kılanı mazhar etmektedir.23
Evet Zât-ı Ahmediye, bütün velayetlerin üstünde bir külliyet ve ulviyetle tezahür eden velayetinin bir neticesi olarak İlâhî kemal mertebelerinde seyr ü sülûk olan Mi'rac24 ile huzur-u kibriyaya uzanan yolu açmıştır. Kapıyı da açık bırakmıştır ki, arkasındaki evliyayı ümmet, ruh ve kalp ile o nuranî caddede, Mi'râc-ı Nebevî'nin gölgesinde seyr ü sülûk edip istidatlarına göre yüce makamlara çıkıyorlar.25 Mi'rac'ta farz kılınan beş vakit namaz, mü'minin mi'racıdır;26 ve Mi'rac-ı Ekber'in (Efendimiz'in Mi'racı) cilvesine mazhar27 olan bir mi'rac-ı asgar (küçük mi'rac'tır.28 Bu mi'racın zirvesi ise secde hâlinde yaşanır,29 kulun Allah'a en yakın olduğu anda. Her mü'min, namazın fiil ve rükünlerine fikrini bindirip, bir nevi mi'rac ile kâinatı arkasına atıp huzura kadar gider.30
Bediüzzaman Hazretleri: "Leyle-i Mi'rac, ikinci bir Leyle-i Kadir hükmündedir. Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar. Şirket-i maneviye sırrıyla, inşâallah her biriniz kırkbin dil ile tesbih eden bazı melekler gibi, kırkbin lisan ile bu kıymetdar gecede ve sevabı çok bu çilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz ve hakkımızda gelen fırtınada binden bir zarar olmamasına mukabil, bu gecedeki ibadet ile şükredersiniz."31 sözleriyle bu gecenin manevî bir fırsat bilinip değenlendirilmesi gerektiğine dikkat çekmişlerdir.32 M. Fethullah Gülen Hocaefendi: "Mi'rac'ın esas armağanı namazdır ve bu aynı zamanda her mü'minin mi'racı olarak, onları da miraca götürecek nurdan bir helazondur. Namaz, herşeyiyle halis bir ibadet ve mi'rac için yegane vesile, sonra da Allah Rasulü (sas)'ne gökler ötesi seyahatin en son noktasında tevdi edilen İlâhî bir armağandır. Bu armağan içinde herkese kılacağı namazı ölçüsünde bir mi'rac mukadderdir."33 "Mü'min için her namaz bir mi'râc vesilesidir. Ve mü'mine düşen de her namazda farklı farklı buudlarda bile olsa mi'râcını tamamlamaktır."34 "Mi'raca namazla çıkılır.. Allah'a namazla ulaşılır, enbiyanın huzuruna namazla varılır. Ama herkes bunu namazda kendine göre hisseder ve kabiliyeti nisbetinde yükseldiğini duyar. Herkesin hissettiği kendi miracıdır."35 "Bu bağlamda, fıkıh kitaplarında bir Mi'rac gecesi namazından bahsedilmektedir ki, kılınması müstahsen görülmüştür: 12 rek'attir. Her rek'atında fatiha suresiyle beraber herhangi bir sure okunarak iki rek'atte bir selâm verilir. Sonra da 100 kere "Sübhânellâhi velhamdü lillahi vela ilahe illallâhü vellâhü ekber." denilmelidir. Müteakiben ise 100 kere tevbe ve istiğfar edilip, 100 kere de Efendimiz (sas)'e salât ü selâm getirilmelidir. Gündüzünde de oruçlu bulunmalıdır; zira bu hâlde günaha dair olmaksızın yapılacak her duanın kabul edileceği inayet-i İlâhîden umulur.36 Ayrıca bütün mü'minlere dua etmeyi de unutmamalıdır.
Nasıl ki Efendimiz'in Mevlid kandillerinde, Onun kutlu doğumunu anlatan Mevlidler okunur; öyle de Mi'rac kandillerinde, bu semavî seyehati anlatan Mi'râciyeler okunur.37 Mevlid-i Nebi şairi Süleyman Çelebi'nin "Söyleşirken Cebrail ile kelâm / Geldi Refref önüne, verdi selâm" beytiyle başlayan mi'raciyesi meşhurdur. Bu kandil gecesi, Mi'rac olayını anlatan hadîsler ve kitaplar yeniden okunmalı, toplantılar düzenleyip mi'raciyeler okutulmalıdır. Gönüller ilâhilerle coşmalı, ilmî-manevî sohbetlerle kendinden geçmelidir. Kur'ân'dan özellikle [İsra, 17/1, 22-39. âyetleri, Necm 53/1-18; Bakara, 2/285-286] âyetleri ve tefsirleri okunabilir. Eğer kişi, Kur'ân'ın dilinden kalp kulağıyla iman derslerini dinleyip başını kaldırıp vahdete tam yönelse, "kulluğun mi'racı"yla kemalat arşına çıkabilir.38 Mi'rac'ta iman hakikatleri gözle görüldüğü için, bu kandil gecesi imanî konuları ve o konular içinde Mi'rac'a ait meseleleri derinlemesine okuyup mütalâa etmek lâzımdır.39 "Mi'rac-ı imânî"40 ile âdeta İlâhî mükâlemeye nail olmalıdır.
Camilerde cemaatle kılınan akşam ve yatsı namazları ve okunan Kur'ân'larla kıvamını bulan ruhlar, daha sonra evlerine çekilmeli, evlerindeki mescid-i haram mesabesindeki odalarından seccade burak'ına binerek ilham cebrail'i eşliğinde ihlas mescid-i aksa'sına varmalı; orada gözyaşıyla karışık bir kâse mânâ sütü içtikten sonra secdelerin mi'racıyla yükselip âyetlerin kanatlarında ruhunun mülk ve melekût semalarına yelken açmalı, her rek'atta âdeta bir kat yukarılarına doğru yücelmeli, bir noktadan sonra binit değiştirip ihsan41 refref'ine binerek kendi kemal sidre-i müntehalarında pervaz etmeli, nihayet insanda arş-ı azam mesabesindeki kalbin derece-i ufkuna urûç ile tâ kâbı kavseyne ulaşıp "et-tahiyyâtü"nün sırrıyla huzur-u kibriya'da sünûhât ve ilhâmât ötesi bir nevi mükâleme-i İlâhiye ve müşahede-i Rabbâniyeye mazhar olmalıdırlar.
BERÂAT KANDİLİ

Üç ayların ikincisi olan Şaban ayının on beşinci gecesidir. Berâat gecesinde, beşerin kader programı nev'inden bir İlâhî icraat yapıldığı için, bu gece Kadir gecesi kudsiyetindedir; ve bütün senenin bir çekirdeği hükmündedir.42 Bu gece mahlukatın bir sene içindeki rızıklarına, zengin veya fakir, aziz veya zelil olacaklarına, ihya veya imate edileceklerine, ecellerine ve hacıların adetlerine dair Allah tarafından meleklere malumat verileceği beyan olunmaktadır. 43
Beraet, "iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması" anlamına gelir. Sahih hadîslerin beyanına göre: Şaban ayının on beşinci gecesi tevbe eden mü'minler, Allah'ın afv ü mağfireti ile günahlarından ve dolayısıyla Cehennem'den berâat edecekler, kurtulacaklardır. Şaban'ın ortasındaki geceye Berâat isminin dışında; mâ'nen verimli, feyizli, bereketli ve kutsi bir gece olduğu için Mübarek Gece; iyi değerlendirildiği takdirde günahlardan arınma ve suçlardan temize çıkma imkânı taraf-ı İlâhî'den verildiği için Sâk (Berâat, Ferman, Kurtuluş Belgesi) Gecesi; Lutf u ihsanı aşkın, afv ü merhameti engin olan Allah'ın ikram ve iltifatlarına erişildiği için de Rahmet Gecesi de denilmiştir.44
Berâat gecesinin mübarekiyet ve hususiyeti hakkında sahih hadîs-i şerîflerden bir-ikisi şöyledir: "Allah Tealâ, Şaban ayının onbeşinci (Berâat) gecesinde -rahmetiyle- dünya semasına iner, orada tecelli eder ve Kelb Kabîlesi'nin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok sayıda günahkârı affeder."45 Başka bir rivayete göre de Hz. Peygamber: "Şaban'ın ortasındaki (Berâat kandili) geceyi ibadetle ihya ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah Tealâ o akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, 'Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim. Yok mu şöyle, yok mu böyle!' der." buyurmuştur.46 Bir diğer hadîste ise, Berâat kandilinde yapılacak duaların geri çevrilmeyeceği müjdesi verilmiştir.47
Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dan Mekke'deki Kabe-i Muazzama istikametine çevrilmesinin Hicret'in ikinci yılında Berâat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Bazı müfessirler "Biz Onu (Kur'ân'ı) kutlu bir gecede indirdik. Çünkü biz haktan yüz çevirenleri uyarırız. O öyle bir gecedir ki, her hikmetli iş, tarafımızdan bir emir ile o zaman yazılıp belirlenir."48 âyetinde belirtilen gecenin Berâat gecesi olduğunu söylemişlerdir. İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre ise bu gece Kadir gecesidir. Çünkü diğer âyetlerde Kur'ân'ın Ramazan ayında49 ve Kadir gecesinde50 indiği açıkça bildirilmektedir. Bu takdirde Kur'ân'ın tamamının Berâat gecesi Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de görevli kâtipler tarafından istinsah edilip, âyetlerin Cebrail tarafından Efendimiz (sas)'e peyderpey indirilmeye başlandığı şeklinde bir yorum ortaya çıkmaktadır ki bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir.51
Bazı âlimlere göre: Berâat gecesi, emirlerin Levh-i Mahfuz'dan istinsahına başlanır, kâtip melekler bu geceden, gelecek seneye müsaadif ayın geceye kadar olacak olan vak'aları yazar ve bu işler, Kadir gecesi bitirilir. Rızıklarla alâkalı defter Mikail (as)'e; harpler, zelzeleler, saikalar, çöküntülerle ilgili defter Cebrail (as)'e; amellerle alakalı defter, dünya göğünün sahibi ve büyük melek olan İsrafil (as)'e; musibetlere ait nüsha da Azrail (as)'e teslim olunur.52 Rasûlulllah (sas): "Allah Tealâ tüm şeyleri Berâat gecesinde takdir eder. Kadir gecesi gelince de bu şeyleri sahiplerine teslim eder." buyurmuştur. Berâat gecesinde eceller ve rızıklar; Kadir gecesinde ise hayır, bereket ve selametle alâkalı işler takdir edilir. Kadir gecesinde sayesinde dinin güç-kuvvet bulduğu şeylerin takdir edildiği; Berâat gecesinde ise, o yıl ölecek olanların isimlerinin kaydedilip ölüm meleğinin teslim edildiği de söylenmiştir.53
İslâm kaynaklarında Berâat gecesinde beş hasletin varlığından bahsedilmektedir: 1- Her önemli işin bu gecede hikmetli bir şekilde ayrımı ve seçimi yapılır. 2- Bu gece yapılan ibadetin (kılınan namazların, okunan Kur'ân'ların, yapılan dua ve zikirlerin, tevbe ve istiğfarların), gündüzünde tutulan oruçların fazileti çok büyüktür. 3- İlâhî ihsan, feyiz ve bereketle dopdolu bir gecedir. 4- Mağfiret (bağışlanma) gecesidir. 5- Rasul-i Ekrem'e şefaat hakkının tamamı (şefaat-ı tamme) bu gece verilmiştir.54
Bu gece her tarafı kaplayan rahmet, merhamet ve lütuftan tevbe etmedikleri takdirde şu kimseler istifade edemezler: 1- Allah'a ortak koşanlar. 2- Kalpleri düşmanlık hisleriyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler. 3- Müslümanların arasına fitne sokanlar. 4- Akraba bağını koparanlar. 5- Gurur ve kibir sebebiyle elbiselerini yerde sürüyenler. 6- Anne ve babalarına isyanda devam edenler. 7- Devamlı içki içenler.55
Hz. Peygamber'in Şaban ayına ve özellikle bu ayın içindeki Berâat gecesine ayrı bir önem vererek onu ihya ettiğine dair diğer rivayetleri göz önüne alan çoğu âlimler bu geceyi namaz kılarak, Kur'ân okuyarak ve dua ederek geçirmenin çok büyük sevaba vesile olacağını söylemişlerdir. Berâat gecesi kılınacak namaza Salâtü'l-Hayr/Hayır Namazı denilmiştir. Bu namaz bir çok rivayete göre yüz rek'attir. Her rek'atinde fatiha suresinden sonra on (veya on bir) kere ihlas suresi okunur.56 Bir rivayet göre ise on rek'attir; ve her rek'atinde fatiha'dan sonra yüz İhlas suresi okunur.57
Bediüzzaman Hazretleri talebelerine yazdığı bir Berâat Kandili tebriğinde bu gecenin değeri ve değerlendirilmesi ile alâkalı şöyle demektedir: "Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imânâ kazandıran Leyle-i Berâatınızı ruh u canımızla tebrik ederiz."58 "Bu gelen gece olan Leyle-i Berâat [Berâat Gecesi], bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin [insanlığın kaderinin] programı nev'inden olması cihetiyle, Leyle-i Kadrin kudsiyetindedir. Herbir hasenenin [salih amelin] Leyle-i Kadir'de otuzbin olduğu gibi; bu Leyle-i Berâat'ta herbir amel-i sâlihin ve herbir harf-i Kur'ân'ın sevabı yirmibine çıkar. Sair vakitte on ise, Şuhur-u Selâsede [Üç aylar] yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâlî-i meşhûrede [meşhur geceler], onbinler, yirmibin veya otuzbinlere çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur'ân'la ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.59
KADİR GECESİ

Kur'ân-ı Kerim'in Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına toptan indirilmiş olduğu gecedir. Cebrail, Peygamberimiz (sas)'e ilk vahyi bu gece getirmiştir. Alak suresinin "İkra! Oku!" emriyle başlayan ilk beş âyetini. Bu gecede kaderin bir çeşit istinsahı da yapılmaktadır.60 Kadir gecesi Ramazan'ın 27. gecesi olarak kutlanılmaktadır. Kandillerin en üstünüdür ve "Gecelerin Sultanı" olarak isimlendirilmiştir. Kıyamete kadar yüz milyarlarca insana dünya ve ahirette rehberlik edecek olan bir Kitab'ın yeryüzüne iniş günü ve bunun yıldönümleri elbette ki müstesna bir gündür; ve bayramlar, ihtifaller ve merasimlerle kutlanması gayet isabetlidir. Kur'ân'daki "Kadr suresi" vahyin başlangıcından ve bu gecenin büyük kudsiyet, fazilet ve bereketinden, bu gece kâinatı kaplayan ilâhî esenlikten bahsetmektedir: "Biz Kur'ân'ı Kadir gecesi indirdik. Bilir misin nedir Kadir gecesi? Bin aydan daha hayırlıdır Kadir gecesi. O gece Rablerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner... Artık o gece bir esenlik gider.. tâ tan yeri ağarıncaya kadar."61 Duhân suresinde ise bu gecenin kudsiyetine yemin edilmektedir:"Açık olan ve gerçeği açıklayan bu Kitâb'a yemin olsun ki; biz onu kutlu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz haktan yüz çevirenleri uyarıcılarız. O öyle bir gecedir ki, her hikmetli iş, tarafımızdan bir emir ile, o zaman yazılıp belirlenir..."62
Kadir gecesi, İslâm âlimleri tarafından üç şekilde yorumlanmıştır: 1. Hüküm Gecesi demektir. Takdîr-i İlâhîde hükmolunmuş işlerin, yahut birçok işlere hükmeden muhkem emirlerin ayırt edildiği gece anlamına gelir. Takdîrden maksad, ezelî hükmün açığa çıkmasıdır. Hikmetli işler karara bağlanır.63 2. Mevki, Şeref, Değer ve Azamet Gecesi demektir. Bin aydan daha hayırlı oluşunu ifade eder.64 3. Tazyik (Sıkıştırma, Zorlama) Gecesi demektir. Bu gece inen meleklere yeryüzü dar gelir. Hem Cebrail ilk vahyi getirdiğinde Efendimiz'i üç defa kolları arasına alıp sıkmış, sonra âyetleri bildirmiştir.65 Kadir gecesi, Efendimiz'in ümmetine olan aşkın sevgisi sebebiyle yaptığı bir duanın kabul edilmiş hâlidir, şöyle ki: Fahr-i Kâinat Efendimiz'e kendisinden önceki insanların ömürlerinin müddeti veya bu ömürlerden Allah'ın dilediği kadarı gösterildi. Bunun üzerine 'Başka ümmetlerin uzun ömürleri içinde yapamayacakları amelleri ümmetim kısa ömrü içinde yapmış olsun.' diye dua etti. Allah da O'na (içinde bu gece bulunmayan) bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti."66 [Bin ay, 83 yıl, 4 aya denk gelmektedir.67]
Kadîr-i Mutlak Hazretleri, ümmete rahmet için Kadir gecesinin Ramazan'ın hangi gecesi olduğu açıkça bildirmemiştir. Malumdur ki Cenab-ı Hak şu imtihan dünyasında çok mühim şeyleri gizlemiştir. İnsanın ecelini ömrü içinde, makbul veli kullarını insanlar içerisinde ve ism-i azamı esma-i hüsna içinde gizlemiştir. Aynı şekilde Cuma günü içinde icabet saati, beş vakit namaz içinde salât-ı vustâ, bütün ibadetler içinde rızayı ilahî, zaman içinde kıyamet, hayat içinde ölüm ve Ramazan günleri içinde kadir gecesi gizlenmiştir.68 Bunlar gizli kaldıkça sair efrad dahi kıymetdar kalır, ehemmiyet verilir.69 Üstad Bediüzzaman, bazı şeylerin bazı şeyler içinde gizlenmesinin hikmetinin, o şeyin diğer fertlerini de kıymetlendirmek olduğunu ve eğer bu gibi özel şeyler açıklanırsa, diğer şeylerin değerden düşeceğini belirtir.70 Bilindiği üzere: Peygamberimiz (sas), bu gecenin Ramazan'ın son on veya yedi günündeki (21, 23, 25, 27) tek gecelerden birisi olduğunu söylemiştir.71 Ancak 27. gecesi olduğunu belirten hadîs-i şerifler,72 ekserî âlimler tarafından büyük kabul görmüş ve bütün İslâm âlemi de bunu benimsemiştir. Bu benimseme ile alâkalı, Bediüzzaman Hazretleri'nin yorumu şöyledir: "Yarın (27.) gece leyle-i Kadr olma ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler, o geceye leyle-i Kadri tahsis etmişler. Hakiki olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor. İnşallah hakiki hükmünde kabule mazhar olur."73 demiştir.
Peygamberimiz: "Allah, Kadir gecesini ümmetime hediye etmiş, ondan önce hiçbir ümmete vermemiştir."74 buyurmuştur. Bir başka hadîslerinde ise "Her kim Kadir gecesini, sevabını Allah'tan umarak ihlaslı bir biçimde ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları affolunur."75 demiştir. Meleklerin yeryüzüne indiği ve bir nevi ruhaniyetin yoğunlaştığı bu Kadir gecesi,76 kaçırılmaması gereken manevî bir fırsattır. Bu gecenin büyük bir nimet olması, onu hakkıyla değerlendirmeye bağlıdır. Nitekim M. Fethullah Gülen Hocaefendi: "Kadir gecesi 'kadr'den gelir. Yani o gece bir kadirşinaslık ruh ve mânâsı nümayandır. Öyle ise o gecenin kadrini bilin ki, kadriniz bilinsin. Ayrıca Allah'ın fevkalade atâsının verildiği şeyler de olabilir bu gecede. Tıpkı ulûfe gibi. Bu gecenin gizli olmasında da ayrı bir sır vardır. Efendimiz (sas) onu önce biliyordu, sonra unutturuldu.77 Ta ki, ihya edilsin. Sadece bu geceyi ihya eden de belki hissemend olabilir ama, her geceyi Kadir bilip ihya edenin nasibdar olacağından şüphe yoktur."78 sözleriyle bu geceyi şuurluca değerlendirmeye dikkat çekmiştir.
"Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i şerifte yüzden geçer, Şaban-ı muazzamada üçyüzden ziyade ve Ramazan-ı mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve leyle-i Kadirde (Kadir gecesi) otuz bine çıkar."79 Kadir gecesi tam olarak bilinemediğinden, Allah'ın sevgili kulları Ramazan'ın her gününü Kadir gecesi olabilir düşüncesiyle geçirmeye çalışmışlardır. Aynı senede Hilal'in farklı günlerde görünmesine göre başlangıç günü değişkenlik arzeden Ramazan'da Kadir gecesi de değişmektedir. Bu bağlamda pek çok ehlullah gibi Bediüzzaman da Kadir gecesini bir gün öncesi ve bir gün sonrası ile (daha bir itina göstererek) ihya etmiştir.80 Bir mektubunda "Gizli olan her gecede muhtemel bulunan Leyle-i Kadirlerinizi tebrik ederim." şeklinde geçmektedir.81
Peygamberimiz (sas): "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesinde namaz kılarsa, geçmiş günahları affolunur." buyurmuştur.82 Bir başka hadîste: "Kadir gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, o geceden nasibini almıştır." buyrulmuştur.83 Bir diğer hadîste ise: "Her kim Ramazan ayı çıkıncaya kadar akşam ve sabah namazlarını cemaat ile kılarsa, Kadir gecesinden fazla bir hisse alır."84 Ayrıca Kadir gecesi namazı kılınmalıdır: Kadir namazının en azı 2 rek'at, ortası 100 rek'at, en çoğu da 1000 rek'attir. Bu namaz iki rek'at kılındığı takdirde her rek'atinde 200 âyet okumalıdır. 100 rek'ate kadar kılındığı takdirde her rek'atinde Fatiha'dan sonra Kadr suresiyle üç kere de İhlas suresi okunup her iki rek'atte bir selâm verilmelidir.85 Bu gece kendine ve bütün Mü'minlere dualar edilmelidir; zira müstecab vakitlerden olması sebebiyle bu gece dua etmek sünnettir.86 Kadir gecesinde bir an vardır ki, o ana rastlayan bir dua her hal ü karda kabul olunur.87 Hz. Aişe demiştir ki: "Ey Allah'ın Resulü dedim, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı emrettiler: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve, fa'fu annî.
Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet."88 Kadir gecesinin hakkımızda seksen üç sene ibadetle geçmiş bir ömür hükmüne geçmesini, hakikat-ı Leyle-i Kadri şefaatçi ederek rahmet-i İlâhiyye'den niyaz etmeliyiz.89 Ayrıca bu gece derin tefekkürde bulunulmalıdır. Kur'ân tefsirleri okunmalıdır. Bediüzzaman Hazretleri der ki: "Leyle-i Kadrin sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandıracak bir vakitte, en iyi, en efdal şeylerle meşgul olmak lâzım geliyor. İnşallah Kur'ân'a ait mesâille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirâne Kur'ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-ı Kur'ân mânâları Risale-i Nur Tefsirlerinin istinsah ve mütalaalarında vardır itikadındayız."90
MEVLİD KANDİLİ

Sevgili Peygamberimiz (sas) 'in dünyaya teşrif ettikleri [20 Nisan 571, Pazartesi] Rabiülevvel ayının 12. gecesidir ki buna Mevlid-i Nebi [Kutlu Doğum] denir. Kâinat ve beşeriyetin yüzyıllardır yolunu gözlediği o Peygamberler Peygamberi'nin doğum günüdür bugün. Hz. İbrahim'in duası91, Hz. İsâ'nın müjdesi ve dedesi Abdülmuttalip92 ve annesi Âmine'nin rüyasıdır.93 Fil vak'ası onu haber verdi. Doğduğu gece irhasât denilen bir takım olağanüstü hâdiseler cereyan etti. Dünyanın doğusunu ve batısını aydınlatan bir nur görüldü. Sâve Gölünün suları bir anda çekiliverdi. Ateşe tapanların bin yıldır aralıksız yanmakta olan ateşleri hiç sebepsiz sönüverdi. Asırlardır kupkuru olan Semâve Vadisi, seller altında kaldı. Gökyüzünden onlarca yıldız kaydı. Kisrâ'nın saraylarından ondört burc kendiliğinden yıkıldı. Kâbe'deki putların pek çoğu baş aşağı devrildi. Şeytân, ölesiye çığlık kopardı.94 Daha ne gizemli olaylar iç içe ve peş peşe yaşandı.95 Nasıl yaşanmasındı ki Kâinatın Efendisi, İnsanlığın İftihar Tablosu Hz. Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa (sas) dünyaya teşrif ediyorlardı. Bütün varlık O'nu ayakta karşılamıştı.
Doğum ânı öncesi hane-i saadetleri nurla doldu, yıldızlar evin üzerine salkım salkım dökülecekmiş gibi aktı.96 Seher vaktiydi. Bir ara Âmine validemizin kulağına müthiş bir ses geldi. Korkudan eriyecek gibi oldu. Bir de ne görsün? Bembeyaz bir kuş peydahlandı ve yanına geldi; sonra da kanatlarıyla Âmine'nin sırtını sıvazladı. Ne korku kaldı, ne kaygı. Yine doğum öncesi başka bir nur gözüktü. Âmine'ye bu nur ile Şam'ın saray ve köşkleri gösterildi. Kendisine ak bir kâse içinde şerbet sunuldu. İçer içmez de muhteşem bir nur bulutu kendisini sardı. Tam o esnada mukaddes doğum gerçekleşti.97 O sıra ebesi Şifa Hatun gizemli bir ses duydu: "Allah'ın rahmeti, Onun üzerine olsun!" diye. Hattâ Rum diyarının bazı sarayları bile görünmüştü kendisine. Maşrık ile mağrib arası nurlara boğulmuştu.98 Annesinin anlattığına göre: "Doğuda, batıda ve Kâbe'nin üzerinde bir bayrak gördüm. Doğum tamamlanmıştı. Yavruma baktım, secdedeydi. Parmağını da göğe kaldırmıştı. Hemen bir ak bulut inip onu kapladı. Şöyle bir ses işittim: '
Doğuları ve batıları dolaştırın, deryaları gezdirin. Tâ ki mahlukât Muhammed'i ismiyle, sıfatıyla, sûretiyle tanısınlar!' Biraz sonra da bulut gözden kaybolup gitti."
Hz. Âdem'den başlayarak devirlerden devirlere, aileden aileye intikal ede ede gelen o Biricik Nur,99 artık vücud sahnesinde varlık bulmuştu. Efendimiz'in "Allah'ın ilk yarattığı şey, benim nûrumdur."100 dediği kendi Nur'u, beden giymiş, görünür hâle gelmişti. Her çocuk doğunca yere düşerken, o ise ellerini yere dayamış, önce secde edip sonra da başını ve parmağını semaya kaldırmıştı.101 Doğduğunda sünnetli ve göbek bağı kesilmiş vaziyetteydi.102 Sırtında, iki kürek kemiği arasında, tam kalbinin hizasında peygamberlik mührü "Hâtem-i Nübüvvet" vardı.103 Dedesi Abdülmuttalip adını Muhammed104 koymuştu. Övülen demekti. Zira onu Allah övmüştü; melekler, insanlar ve cinler de övecekti. Sonra o Nur topunu alarak Kâbe'ye götürdü ve Allah'a duada bulundu: "Bana bu temiz çocuğu ihsan eden Allah'a hamdolsun!" dedi.105 Nasıl ki insanlara ve cinlere sonsuz mutluluğun yollarını gösterecek Nebi dünyaya teşrif edince bütün varlık ayağa kalkmıştı. Teşrifinden asırlar sonra da "Doğdu ol saatte ol Sultân-ı Dîl / Nûra gark oldu semâvât ü zemîn" -S.Çelebi- deyince mevlidhânlar, benzeri bir heyecanla Mü'minler "Hoş geldin ey Kutlu Nebi!" mânâsına ayağa kalkmaya devam ediyorlar. Bir edep anlayış ve göstergesi olan bu hürmet ve tazimlerini, O'na arz etmeye çalışıyorlar.106
Efendimiz'in terakki çizgisinin müntehası Mi'râc, başlangıcı da Mevliddir.107 Bu kutlu gecede S. Çelebi'nin Mevlid-i Nebi'si gibi, Peygamber aşkını körükleyen na't-ı şerifler, mevlidler okunmalı.108 Hafızlar, Kur'ân'dan Peygamberimiz'in adının geçtiği aşirleri seslendirmeliler. Hem yetim, hem öksüz yetişen o Nebi'nin doğum günü vesilesiyle öncelikle yetimler ve öksüzler sevindirilmeli, yoksullara ziyafetler verilmeli. Kutlu doğum hakkında yazılmış kitaplar ve makaleler bir kere daha topluca okunmalı. O'nu anlatan sohbetler dinlenmeli. Bol bol salât ü selâmlar getirilmeli. Gözümüzün Nuru, Gönlümüzün Sürûru Efendimiz Hazretleri'nin doğum günü münasebetiyle bizlere düşen vazifelerin ön önemlisi ise, herhalde O'nu her yönüyle daha iyi anlamaya ve O'nun, insanlığa tebliğ ettiği esasları kavramaya çalışmak olmalıdır.109 Fakat kutlu doğumu, aynı zamanda kendi doğumu olan İslâm dünyası, o Nevrûz-u Sultânî'yi lâyık-ı vechiyle tes'îd edememektedir. Hz. İsa'nın doğumun bütün dünyada noel, paskalya ve daha başka yortu ve karnavallarla kutlanılması ölçüsünde, bu Kutlu Doğum'un en azından ümmet içinde olsun O'na ve O'nun mesajına yaraşır biçimde tes'îd edilmesi, bir vefa borcu olmanın ötesinde İslâm'ın ruhundaki Hz. Muhammed'e muhabbet ve hürmet emrinin bir gereği olsa gerektir..
Kandil MesajLari
Allah Teâla Hazretleri Şaban ayının yarısında dünya semasına nüzul eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı, o kadar çok sayıda insanı af ve mağfiret eder." HADİS

Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geri dönmez kabul olunur: Recep'in gecesi, Şaban'ın yarısında bulunan gece, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı geceleri." HADİS

Affımıza vesile olması dileklerimle miraç kandilinizi tebrik ederim.

Allah'ın adıyla başladığınız her işinizde başarılar dilerim. Kandiliniz mübarek olsun.

Allah'ın adıyla başladığınız her işinizde başarılar dilerim. Miraç kandiliniz mübarek olsun.

Allah'ın aşkıyla yan bu gece, Mevlana gibi dön bu gece, secdeye varıp huzura erince, şu fakiride an bu gece. Hayırlı kandiller?

ALLAH'ın daveti üzerine peygamberiz bir gece melekler tarafından mekkeden kudüse götürülmüştür. Burada cebrail ile birlikte bütün gökleri aşarak ''sidretül münteha'' denilen makama yükselmiş ve ALLAH ile görüşmüştür. Bu yolculuğun Mekke?den Kudüs?e kadar olan bölümüne isra Kudüs?ten ALLAH ile görüşmesine kadar ise Mirac denir. Bu görüşmede pegamber efendimize ümmet'i için vakit namaz ve Mirac hediye edilmiştir. Hayırlı Kandiller!

Allah'ın nimet, rahmet ve mağfiretinin müminlere bol bol ihsan edildiği gece manasına gelen Regaib Kandili'nde, bir yıllık yaşantımızı, ibadetlerimizi ve iyiliklerimizi iyi düşünecek ve ona göre hayatımıza çekidüzen vererek samimi bir teslimiyetle nefis muhasebesine gireceğiz. Bu gece hayırlı bir gece, yüreklerimiz ibadetle çarpsın, gönüllerimiz bir olsun.. Kandiliniz mübarek olsun!

Allah'ın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, dualarınız kabul olsun. Kandiliniz kutlu olsun..

Avuçların açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahi esintilerin kalpleri okşadığı anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle kandilinizi kutlarım.

Avuçların açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahi esintilerin kalpleri okşadığı, anın bir asra bedel olduğu bu gece dualarda birleşmek dileğiyle kandilinizi kutlarım.

Avuçların açıldığı, gözlerin yaşardığı, ilahi esintilerin kalplerimizi okşadığı, bir anın bir asra bedel olduğu bu gecede dualarda birleşmek dileğiyle...

Bakiler sevgiler adına nice dilekler vardır. Ölümü bile ayırır saymayan gönüller vardır. Mesafeler araya set çekmişse ne çıkar, dualarda birleşen gönüller vardır. Hayırlı kandiller..

Beraat kandilin mübarek olsun. Allah sana sevdiklerinle beraber mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamayı nasip etsin.

Beraatin, hayatımıza yeni ufukların açılmasına vesile olması dileğiyle..

Biçarelere, dul ve aceze hatunlara bakmak için çalışıp, çabalayan kimsenin; gece sabaha kadar namaz kılan, her gün oruç tutan, meydan-I gazada cihad eden gibi Allah yanında rütbesi vardır.

Bin aydan daha hayırlı bu mübarek gecenin büyüsüne kapılmanız dileğiyle Miraç kandiliniz mübarek olsun..

14 Temmuz 2011 Perşembe

LIDEM TAZMİNATI KALKIYOR İZLE

ESNEK ÇALIŞMA GELİYOR
61. Hükümet programında esnek çalışma modellerinin hayata geçirileceği açık şekilde ifade edildi. Bu kapsamda geçtiğimiz yıllarda sık sık gündeme gelen ve gördüğü tepki nedeniyle yasalaşmayan, en son da Torba Yasa’dan çıkarılan “esnek çalışma” düzenlemelerinin bu kez hayata geçirileceği anlaşılıyor. Bu kapsamda hükümet “part time işçi”, “evden çalışma”, “çağrı üzerine çalışma”gibi işçi kesiminin büyük tepki gösterdiği çalışma modellerinin yasalara konulmasında kararlı olduğunu da ifade etmiş oldu. Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, geçtiğimiz hafta görevini Faruk Çelik’e devretmeden kısa süre önce aynı konuda bir açıklama yapmış ve ‘Esnek Çalışma Yasası’nın önemine değinmişti. Yasa Tasarısı’nın yarım zamanlı veya kısa süreli işlerde veya evden çalışanların, özellikle kadın ve gençlerin yararına olduğunu belirten Dinçer, tüm taraflardan destek istemişti.

BASKI OLUŞTURUYOR /> Programda bu konuyla ilgili, “İstihdamın artırılması ve kayıtdışının azaltılması amacıyla “güvenceli esneklik” anlayışı ve işi değil insanı koruma ilkesi çerçevesinde işgücü piyasamızın katılıklarını gidererek başta genç, kadın ve vasıfsız işgücümüz olmak üzere işsizlerimize nitelik kazandırarak, işe girişi kolaylaştıracağız” denildi. Ardından ise kıdem tazminatının kaldırılacağı, “İşçilerimizin büyük çoğunluğunun alamadığı, işletmelerin üzerinde ödeme baskısı oluşturan, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarının başında gelen kıdem tazminatı sorununu, kazanılmış hakları koruyan ve bütün işçilerin kıdem tazminatlarını garanti altına alan bir fon teşkil etmek suretiyle, sosyal taraflarla istişare içinde çözeceğiz” ifadeleriyle ilan edildi.


“YENİ FON” GÖLGESİNDE ÜÇLÜ DANIŞMA KURULU
Çalışma Bakanlığını devralan Faruk Çelik, dün ilk Üçlü Danışma Kurulu toplantısını Türk İş, DİSK, Hak-iş ve TİSK temsilcilerinin katılımıyla bakanlıkta gerçekleştirdi. Kıdem Tazminatı’yla ilgili kararın yer aldığı hükümet programı Meclis gündemindeyken toplanan Üçlü Danışma Kurulu, dünkü toplantıda bu konuyu masaya getirmedi. Toplantının ardından bir açıklama yapan Bakan Çelik, “Kıdem tazminatı konusu bir takvime bağlandı mı?” sorusuna, “Bugün gündemimize gelmedi ama çalışma hayatının önündeki bütün konuları rahatlıkla tartışabileceğimiz ortamın olduğunu söyleyebilirim” karşılığını verdi.


KONFEDERASYONLAR GREV SEBEBİ SAYIYOR
Kıdem tazminatının kaldırılmasını daha önce ‘genel grev’ nedeni sayacağını açıklayan Türk-İş ve DİSK’in bu gelişme karşısında alacağı tutum merakla beklenirken Hak-İş’in teklife karşı çıkmadığı biliniyor. Hükümet geçen yılki toplantılarda, “Yeni bir Fon kuralım, çalışanın tazminatı buradan ödensin” teklifi getirmişti. Bununla ilgili çalışma yapılmış, formül ortaya konulmuştu. Formül, şöyleydi: “İşverenin yeni kurulacak fona her ay personel başına belli bir yüzde oranında prim ödesin, işten çıkarılan çalışan, tazminatını patronu yerine bu fondan alsın. Fon, devlet güvencesinde olsun. Kendisi için 10 yıl prim ödenen kişiler ise işten çıkarılmasa bile istediği an fondaki parasını alabilsin. Emekli olanlar da kıdem tazminatını fondan alsın. Fonun kurulduğu tarihe kadar olan alacaklar kazanılmış hak olacağından patron tarafından ödensin.” Sendikalar ise hiçbir teklifi tartışmayacaklarını belirterek “Kıdem Tazminatı’na dokundurtmayız” açıklaması yapmıştı